.

.
the culture of design.
Busra Sahin

1 Nisan 2014 Salı

Les Nabis (Nabiler)

Nabi’ler Japon ağaçbaskılarından, Fransız simgeciliğinden ve İngiliz Ön-Raffaelloculardan büyük ölçüde etkilenmişlerdi. Bununla birlikte asıl esin kaynakları ressam Paul Gauguin’in çevresinde toplanan Pont Aven okulu oldu. Serusier, Pont-Aven’de edindiği birikimle Paris’e döndükten sonra çevresindekileri etkilemeye başladı. Grubun ilk üyeleri Maurice Denis, Pierre Bonnard, Henri-Gabriel Ibels, Ker-Xavier Roussel, Paul Ranson, Edouard Vuillard ve Renil Piot idi. Tarihsel açıdan nabilik Gauguin’den ve Pont-Aven okulundan önce kuruldu. 1888’de Gauguin, ikinci kez Bretagne’a gittiği sırada, Sérusier için Tılsım ‘ı yapmıştı. Maurice Denis de 1890’da ünlü formülünü buradan çıkardı:


 “Bir tablonun bir savaş atı, çıplak bir kadın ya da küçük bir öykü olmaktan önce, temelde belli bir düzene göre boyalarla kaplanmış düz bir yüzey olduğu anımsanmalıdır

Bu kuramın uygulanması izlenimcilikle bağların koparılmasını ve resmin bir çeşit arınmaya ve Puvis de Chavannes’da olduğu gibi alegori tarza doğru bir dönüş yapmayı gerekli kılıyordu; ayrıca, Cézanne’a özgü konstrüktivizme, Gauguin’e katıksız renklere ve “iki boyutlu düşünüş” biçimine yönelmeyi de belirliyordu; dekoratif ve gerçekdışı eğilimin vurgulanması da Nabilerle simgeci ressamlar arasındaki tinsel yakınlığı da kanıtlıyordu. 


Nabilerde çağdaş bir gerçeklik kaygısı göze çarpar; yaşadıkları dönemin modelleri, gösterileri yapıtlarına yansımış, yüzyıla özgü ince bir beğeni anlayışı, çiçek biçimlerinde ve modern style çerçevesi içindeki Japon etkisinin ağır bastığı ürünlerde kendini göstermiştir; ama bütün bu modernliğe biraz da acılık, burukluk, başkaldırı ve iğneli sert bir gerçekçilik karışmıştır.

Nabiler, her türlü dekorasyon biçimini denediler: 
-Tiyatro programları ve dekorları yaptılar.
-Çağdaşları olan Toulouse-Lautrec ile birlikte, afişi gerçek bir sanat düzeyine yükselttiler Bonnard ve Vallotton, yüzyılın sonunda başlıca afiş ustaları arasına katıldılar. 



Nabiler özellikle ev içi (enteriyör) dekorlarıyla ilgilendiler; Vuillard 1894’te Alexandre Natanson’un sola manje’si için dokuz dekorasyon çalışması yaptı; 1896’da doktor Vaquez’ nin salonunu, 1897’de romancı Claude Anet’nin, 1899’da Adam Natanson’un salonlarının dekorasyonunu gerçekleştirdi. Maurice Denis, müzikçi Ernest Chausson’un, Bing, Denys Cochin, vb’nin enteriyörleri için duvar resimleri gerçekleştirdi. Öte yandan, Ranson daha çok duvar halılarına yöneldi. Vitray sanatıyla da ilgilenen Nabiler, A.B.D’li vitray ressamı Tiffany için kartonlar hazırladılar.




 Pierre Bonard (1867-1947), tuvalin üstünde, sanki tuval bir gergefmiş gibi kıvıl kıvıl oynayan ışık ve renk duygusunu vermek için, Art Nouveau’nun araçlarını özel bir duyarlılık ve ustalıkla kullandı. Kurulu bir sofrayı betimleyen tablosu, perspektifi ve derinliği onun nasıl vurgulamaktan kaçındığını gösteriyor; çünkü böyle bir vurgulama, renkli kompozisyonun araya gitmesine yol açabilirdi. Renklere dayalı resim yapma eğilimi Nabiler ve fauvistleri ileriye götürmüştür. Nabiler ince renk tabakalarıyla donuk solgun renkleri tercih etmişlerdir. tamamen renklerle yapılan biçimlendirme anlayışına sahip olan Nabiler fauvistlere benzemesine rağmen fauvistlerin güçlü anlatımına temkinli yaklaşmışlardır. 


Özellikleri
  • Rengi öne çıkardılar
  • Formu basitleştirdiler
  • Onlar için renk, ışıktan önemlidir
  • Yüzeysellik, derinlikten önemlidir.
  • Sembolistler, Nabiler ve Gaugin için sanat eseri dekoratif olmalıdır. 
  • Alışılmamış kompozisyonlar, düz yüzeyli figürler yaptılar. 
  • Natüralizm’i, dolayısıyla da Empresyonizm’i reddettiler. 
  • Empresyonistleri entellektüel ve şiirsellik açısından fakir buldular. 
  • Tasarım ve renge önem verdiler. 
  • Onlar için sanat, doğadan önemlidir. 
  • Saf renkler kullandılar. Renkleri tüpten çıktığı gibi kullanıyorlar, karıştırmıyorlar. 
  • Çarpıcı renkleri tercih ettiler. 
  • Tuvali simetri ve inşaacı geometri tasası olmadan, gelişigüzel düzenlenmiş renkli alanlara böldüler. Kompozisyonlar bilinçli olarak merkezden kaçtı. 
  • Boşluk, doluluk kadar önemsendi. 
  • Gölgeler kayboldu, ritm ve siluet önemsendi. 
  • Zaman zaman şiddetli çarpıtmalar uygulandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder